KURANA GÖRE ZİKİR

Kuran’da çok sık kullanılan ZİKRULLAH  ذِكْرِ اللّٰهِ kavramı maalesef bir çok kavram gibi klasik paradigmaya kurban edilerek yanlış anlamlandırılmakta ve meallerde yanlış çevrilmektedir.

ZİKRULLAH klasik anlayışta ALLAH’I ZİKRETMEK şeklinde anlamlandırılmakta ve “dil ile Allah’ı anmak, tenzih etmek, yüceltmek, hatırlamak” gibi manalar verilmektedir. Bu paradigmaya uygun olarak da meallerde “Allah’ı zikretmek”, “Allah’ı anmak” şeklinde meal verilmektedir. Bu anlamlandırma da, meallendirme de son derece yanlıştır. Allah’ hatırlamak, unutmamak, anmak manalarında olan ayetlerde zaten YEZKURUNALLAH ve EZKUR ve benzeri formlarda fiil kullanımları vardır. Zikrullah kullanımı bunlardan farklıdır;

Çünkü; “ZİKRULLAH” bir FİLL TAMLAMASI değil, bir İSİM TAMLAMASIDIR. Yukarıda verilen paradigma ve çeviriler yani ALLAH’I ANMAK, ALLAH’I HATIRLAMAK birer FİİL TAMLAMASIDIR. Bu nedenle bu anlayış ve çeviriler yanlıştır.

Arapça bir İSİM TAMLAMASI olan “ZİKRULLAH” kavramının doğru çevirisi “ ALLAH’IN ZİKRİ” olmalıdır. Ez-ZİKR isim halinde geldiği her yerde VAHYE isim olmuştur. Hz. Muhammed nebiye (selam ona) indirilen VAHİY yani özel adı ile EL-KURAN için de çok sık olarak Ez-Zikr sıfatı (Kuran’ın öğüt verici, hatırlatıcı fonksiyonlarından dolayı) kullanılmıştır.

ZİKR kelimesinin isim ve sıfat olarak kullanıldığı ayetlerden bazıları şunlardır: “Onlar: Ey kendisine ZİKR indirilen, gerçekten sen mecnunsun dediler” HİCR/6

“Hiç şüphesiz ZİKRİ biz indirdik, onun koruyucuları da gerçekten biziz” HİCR/9

“……..Sana da ZİKRİ indirdik…..” NAHL/44

Ayrıca, EZ-ZİKR kullanımları için: FUSSİLET/41, AL-İ İMRAN/58, ENBİYA/7, NAHL/43, FURKAN/18-29, YASİN/11, SAD/1-8, KAMER/25, KALEM/51 ve benzeri ayetlere bakılabilir.

Sonuç olarak, ZİKRULLAH, Allah’ın Vahyi demektir. Tıpkı Kuran için kullanılan diğer isim ve sıfat tamlamaları olan; HABLULLAH ( Allah’ın İpi ), SIBGATULLAH ( Allah’ın Boyası ), NURULLAH ( Allah’ın Nuru ), NİMETULLAH ( Allah’ın Nimeti ), ve benzerleri gibi.

Meal yazarları, klasik paradigmadan kurtulamadıkları ve GÖZ GÖRE GÖRE bir İSİM TAMLAMASI olan ZİKRULLAH kavramını ısrarla bir FİİL TAMLAMASI olarak çevirdikleri için özellikle ANKEBUT Suresi 45. Ayetini anlamlandıramamakta ve kendi paradigmaları ile büyük çelişkiye düşmektedirler.

Ayetin içinde geçen VE LE ZİKRULLAHİ EKBER cümlesini ALLAH’I ZİKRETMEK/ANMAK EN BÜYÜKTÜR şeklinde çevirmektedirler.

Ayetin en uygun çevirisinin şu şekilde olduğunu düşünmekteyiz:

Sana EL-KİTAB’dan ne vahyediliyorsa oku ve salat et. Şüphesiz ki o salat,  fuhşiyatı ve kötülükleri  yasaklar.  GERÇEKTEN ALLAH’IN VAHYİ ( zikrullah ) EN BÜYÜKTÜR. Allah yaptıklarınızı biliyor.   Ankebut  45

İşte bu çeviri de görüldüğü üzere hiçbir çelişki bulunmamakta ve tüm ideolojilere, tüm felsefelere, tüm öğretilere rağmen Allah’ın Vahyinin ( zikrullah ) en yüce olduğu belirtilmektedir. Kuran’da geçen tüm ZİKRULLAH isim tamlamalarının yerine ALLAH’IN VAHYİ anlamı konularak okunursa ayetlerin ne kadar net ve anlam bütünlüğünde olduğu görülecektir.

Aşağıda, İSİM TAMLAMASI şeklinde geçtiği tüm formlarda: ZİKRİLLAH, ZİKRİRRAHMAN, ZİKRİRABBİHİ, ZİKRİRABBİHİM  doğru meal anlam denemeleri verilmiştir. Bu şekilde çevrildiğinde cümle tutarlılığı, anlam bütünlüğü ve ayetin verdiği harika mesaj daha net görünmektedir.

ZİKRULLAH

ZÜMER 22 Allah kimin kalbini İslam’a açmışsa o Rabbinden bir nur üzere değil midir? Fakat ALLAH’IN VAHYİNDEN (Zikrillah) yana kalpleri katılaşmış olanların vay haline. Işte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler. ZÜMER 23 Allah, benzeştirerek ve iki yönlü anlatan bir Kitap olarak sözün en güzelini(ahsenül hadis=Kuran) indirdi. Rablerine karşı içleri titreyerek korkanların ondan (vahiyden) derileri ürperir. Sonra onların derileri ve kalpleri ALLAH’IN VAHYİNE (Zikrillah) karşı yumuşar yatışır. İşte bu Allah’ın yol göstermesidir, onunla (vahiyle) dilediğini doğru yola ulaştırır. Allah kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur.

RA’D 28 Bunlar iman edenler yani kalpleri ALLAH’IN VAHYİ ( Zikrillah ) ile tatmin olanlardır.  Haberiniz olsun, kalpler ancak ALLAH’IN VAHYİ (Zikrillah) ile tatmin olur.

CUMUA 9 Ey iman edenler, toplantı gününde, salat için çağrı yapıldığında hemen ALLAH’IN VAHYİNE (Zikrillah) koşun ve alışverişi bırakın. Bu sizin için hayrdır, eğer bilenler olursanız.

NÛR 37 Öyle Adamlardır ki, ne bir ticaret ne de bir alışveriş onları ALLAH’IN VAHYİNDEN ( Zikrillah ), salat etmekten ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar kalplerin ve görüşlerin dönüşeceği günden korkarlar.

MÜNÂFİKÛN 9Ey iman edenler, ne mallarınız ne evlatlarınız sizi ALLAH’IN VAHYİNDEN (Zikrillah) tutkuya kaptırıp alıkoymasın, kim böyle yaparsa artık onlar hüsrana uğrayanlardır.

MÜCÂDİLE 19 Şeytan onları sarıp kuşatmıştır, böylece onlara ALLAH’IN VAHYİNİ (Zikrillah) unutturmuştur. İşte onlar şeytanın taraftarlarıdır. Dikkat edin, şeytanın taraftarları şüphesiz hüsrana uğrayanlardır.

MÂİDE 91 Şüphesiz ki şeytan, içki ve kumarla aranıza kin ve düşmanlık sokmak, sizi ALLAH’IN VAHYİNDEN (Zikrillah) ve Salat’tan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?

HADÎD 16 İman edenlerin kaplerinin ALLAH’IN VAHYİ (Zikrillah) yani Hak’tan indirilmiş olan için saygı ve ürperti ile yumuşaması zamanı gelmedi mi? Onlar bundan önce kendilerine Vahiy verilmişler, sonra üzerlerinden uzun süre geçip kalpleri katılaşmış olanlar gibi olmasın. Onlardan çoğu fasık olanlardır.

ZİKRİRRAHMAN

ZUHRUF 36 Kim, RAHMAN’IN VAHYİNİ (Zikrirrahman) görmezlikten gelirse, biz bir şeytana onun üzerini kabukla bağlatırız, artık bu, onun yakın bir dostudur.

ENBİYÂ 36 İnkar edenler seni gördüklerinde, seni alay konusu ediyorlar “ Sizin ilahlarınızdan bahseden bu mu” (diyorlar). İşte onlar, RAHMAN’IN VAHYİNİ (Zikrirrahman) inkar edenlerdir.

ZİKRİ RABBİHİ CİN 17 ……………………. Kim, RABBİNİN VAHYİNDEN (Zikri Rabbihi) yüz çevrirse, onu artan bir azaba sürükler.

ZİKRİ RABBİHİM

ENBİYÂ 42 De ki: “ Gece ve gündüz sizi Rahman’dan kim koruyabilir?” Hayır, onlar RABLERİNİN VAHYİNDEN (Zikri Rabbihim) yüz çevirenlerdir.

ZİKR’(y)İ (Benim Zikrim)

TÂHÂ suresi 14. ve 42. ayetler  (Ey Musa) “Gerçekten Ben, Ben Allah’ım, Ben’den başka ilah yoktur; öyleyse bana kulluk et ve BENİM VAHYİM (ZİKR’(y)İ için salati ikame et” “Sen ve kardeşin ayetlerimle (Firavun’a) gidin ve sakın BENİM VAHYİM’de  (ZİKR’(y)İ (onu tebliğ etmede)  gevşek davranmayın”

ZİKRİ-NA. (Bizim Zikr’imiz)

NECM suresi 29. ayet Şu halde sen, Vahyimizden (ZİKRİ-NA) sırt çeviren yani dünya hayatından başkasını istemeyenden yüz çevir.

(ALINTI)

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol